Çağımızın en büyük vebası Bencilliktir, bencilliktir, bencilliktir. İnsanlara Ben Merkezci yaklaşımdır.
Kendi isteklerinden, ihtiyaçlarından, arzularından başkasını düşünmeyen, insanları acımasızca ancak bilinçli kıran, dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden, elde etmek istediklerini elde edince etrafında kim varsa onlara sırtını bir anda dönen, sizi eksik gören, değersizleştiren, kendi ihtiyaçlarını karşılamak adına size ulaşmak için her yolu deneyen ancak sizin ona ihtiyacınız olduğu zamanlarda hiçbir şekilde yanınızda olmayan, sıkıntınızı yüklenmeyen, dinlemeyen, hep anlatan ancak siz anlatınca dinliyormuş gibi yapan, hemen sıkılan bunalan,
Haklı siteminizdeyse fütursuzca ben böyleyim, işine gelirse, bana ne sıkıldım diyen, özür dilemek onlara zor gelen insanlardır.
Siz onun istemediği bir şey yapınca bunu sorgular, gereksizliğini vurgular, size anlatana kadar kelimeler eskitir, sonunda sizi suçlar. Ancak aynısını o yaptığında içine mantık koyar, duygu koyar, hiç olmadı ben böyleyim der ya da canım öyle istedi der kısaca kestirir atar.
Velhasıl bencil kişiler Mevlana’mızın da dediği gibi aynayla gezer, kendinden başkasını görmez.
Ne yazık ki etrafımıza böyle insanlarla çevrili vaziyettedir.
Ancak şunu bilmeliyiz ki; Bu insanların böyle olmalarının sebebi var elbette. Hayatlarında, çocukluk ya da gençlik çağlarında kendi ailesinde ya da evlenince eşinin ailesinde hep aşağılanmaları, yok sayılmaları, değersiz görülmeleri, önem görmeyişleri, köle gibi hayat yaşatılmaları, sözlerinin düşüncelerinin önemsizleştirilmesi, insani haklarının elinden alınması, mal gibi kullanılması gibi sebepler bilinç altı kodlarını oluşturmuştur. Buradan kurtulduklarında intikam alırcasına bencilleşirler. Kendilerini haklı görürler her konuda her şey onların hakkıymış gibi davranırlar. Kaybettiklerini alıyorlarmış gibi herkesi her şeyi kullanırlar. Bu arada iyi kötü insan demezler harcarlar.
Bu insanların size vereceği zarardan veya duygusal olarak yorulmaktan kurtulmanın yolu, açık açık bu insanlara hatalarını bildirmek, lafı dolandırmadan eğip bükmeden rahatsızlığınızı kesinlikle dile getirmek. Buna rağmen anlamazlarsa bu insanların farkında olmak (kendilerini er ya da geç fark ettirirler), sonra onları kendi hallerine bırakmak, kulaklarınızı tıkamak gözlerinizi kapatmak, onlardan mümkünse (fiziksel olmazsa bile duygusal olarak) uzaklaşmaktır.
Elbet bir gün anlarlarsa yaptıklarını özür dileme cesaretini gösterirlerse eğer kapıyı çalarlarsa temkinli açıp eskisi gibi olmadan yola devam edilebilir.
Sevgi ve muhabbetle